Astroloji’ de, 12 ev vardır. Bu evlerin her biri farklı bir burç tarafından yönetilir ve hayatımızın farklı bir alanını temsil eder. Her bir burç ise farklı bir gezegen, akabinde bir mitolojik tanrı tarafından temsil edilmektedir. Astroloji’ de Yay burcunu yöneten Roma Mitolojisi Tanrısı Jüpiter, Yunan Mitolojisinde Tanrılar Tanrısı Zeus olarak karşımıza çıkar. Adının Antik Yunanca’ da “parlak” anlamına gelen kelimeden kaynaklandığı düşünülmektedir. Kelimenin Latince “gün” anlamına gelen ve çok eski bir tarihe sahip olan kalıplarla yakın bir bağlantısı vardır. Bu nedenle birçok mitolog, onun en eski Yunan tanrılarından biri olduğuna inanıyor. Bilindiği üzere mitolojik hikâyelerdeki karakterler zamanı ve mekânı aşmış stereotiplerdir. Bu yüzden farklı mitolojilerde, farklı isimlerle aynı hikâyeyi anlatarak karşımıza çıkarlar. İskandinav eşdeğeri Thor, Slav eş değeri Perun ve Hinduizm eşdeğeri Pendra’ dır.
ZEUS
Astroloji’ de Yay burcu 9. Evi yönetir, Yay burcunun yönetici gezegeni ise Jüpiter’ dir. Bu evin ve burcun temaları karşımıza ilahi kanal, dinler, neşe, iyicillik, fanatizm, bonkörlük ve abartı olarak çıkar. Yay burcunun temsil ettiği temaları anlayabilmek için Jüpiter’ i yani Zeus’ u anlamak önemlidir çünkü insan bilinçlerimiz bünyelerinde bu stereotiplerin, arketipsel yansımalarını barındırır. O, Kronos ve Rhea’ nın en küçük oğludur. Aslında kardeşleri gibi babası tarafından yenilecekken, annesi hayatını kurtarır. Kronos babasını öldürerek hükümdarlığı ele geçirdiği için kendi çocuklarının da böyle olmasından çok korkar. Doğmuş tüm çocuklarını yutar. Tek biri hariç. Rhea, Kronos’ u kandırmış ve böylelikle Zeus’ u kurtarmıştır.
Zeus büyüyüp güçlendi. Genç ve güçlü bir Tanrı’ ydı. Bu sebeple Jüpiter ateş elementi tarafından temsil edilir çünkü ateş dinamizmdir, gençliktir, fiziksel güçtür. Güce ulaştığında ise bir isyan başlattı. Babası Kronos’ u kandırarak ona bir iksir içirmiş, kardeşlerini babasının karnından kurtarmıştır. Bu sebeple Jüpiter yani yay arketipi zaman zaman “yalancılık” ile de ilişkilendirilir. Tanrıların Tanrısı’ nın bu isyanı esasında Tanrı’ ların ve Titan’ ların savaşıdır. O, hükümdar olmadan önce kaos ve düzensizlik hüküm sürmekteydi. Bu savaşın sonunda nihayet kaostan düzen doğmuştu. Bu sebeple bazı zamanlar 9. evi ruhun yeniden doğduğu yer olarak tanımlarız.
Nihayet kaos son bulduğunda iyimser Tanrı Zeus, yeryüzünü kardeşleriyle paylaştı. O gökyüzünü, Poseidon denizleri ve Hades yeraltı (ölüler) dünyasını yönetmeye başladı. Bu da Poseidon’ un neden “yer sarsıcı” (deprem tanrısı) olduğunu ve Hades’ in ölen insanları sahiplendiğini açıklıyor. Tanrılar birbirlerinin yönettikleri yerlere karışmamaya dair söz verdiler ve öyle de oldu. Nihayetinde barış hüküm sürmeye başladığında o, doyumsuz ve çapkın yönünü açığa çıkarmaya başlamıştı. Bugün bildiğimiz Jüpiter’ in doyumsuz, yerinde duramayan, fanatik yapısı da Zeus’ un hükümdarlık döneminde ortaya çıktı.
Hera’ yla evli oluşuna rağmen her daim gözü dışarıdaydı. Doğum haritalarında “bazı” yay yerleşimlerinde ilişkilerde istikrarsızlığın sebebi de budur. Zeus, açgözlü bir adamdı. Esasında kadın değil, zevk düşkünüydü. İstediklerini elde edebilmek için kılıktan kılığa girer, farklı hayvan normlarına bürünürdü. Truva’ lı Helen’de Zeus’ un kuğu şekline girerek hamile bıraktığı bir kadından doğmuştu örneğin.
Çapkınlıklarının yanında, sapkınlıkları da vardı. Mitoloji’ de örneğin bir boğa şekline bürünüp Europa’ ya tecavüz etmişti. İşin kötü yanı Zeus’ un sapkınca musallat olduğu kadınlara bir de kıskanç eşi Tanrıça Hera saldırıyordu. Hıncını ondan alamayan Hera, onun birlikte olduğu kadınlara musallat oluyor ve onları cezalandırıyordu. Zeus ve Hera mitolojide aile arketipidir fakat aynı zamanda ilişkilerinden de anlayacağınız üzere sorunları da gösterir.
Tanrıların Tanrısı’ nın bu coşkulu ve doyumsuz tabiatını gördükten sonra Yay arketipinin doyumsuzluğunu anlamak daha da kolaylaşıyor. Zeus Tanrılar Tanrısı olduğu için her şeyi kendine hak görüyordu. Bu yüzden doyumsuzdu. Diğer bir yandan da “Tanrılar Tanrısı.” olarak tabiiki astrolojide yay burcu dinselliği, bilginin yüksek zümreye hitap edişini anlatacaktır çünkü Zeus, Olimpos Dağı’ nın zirvesinde oturmaktaydı. Yay arketipi “iyimser, bonkör.” yanını Zeus’ un en yüce Tanrı oluşundan almaktaydı böylece. Diğer bir yandan tarih boyunca “dinler” ve “fanatizm” uğruna savaşlar yapılmıştır. Bilirsiniz “Tanrısal Ego” dan sıklıkla söz edilir, bu noktada konu bilgiye ve dine gelince tabiiki tanrılar tanrısı Zeus, “ben bilirim.” deyip kibirlenecektir. Yay arketipinin gölgesi bu yüzden fanatizm ve doyumsuzluk olmuştur.